Scroll Top
İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri

İş Güvenliği Üzerine Notlar

Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliğinin Önemi, Gelişimi ve Yeni Mevzuata Göre Dikkat Edilmesi Gerekenler

Gelişmekte olan birçok ülkenin en belirgin özellikleri üretim ve pazarlık gücüdür. Sanayi ürünleri ihraç ediyor olması, sanayi ve hizmet ekonomik faaliyet grubunda çalışanların sayısının fazla olması, yaşam süresinin uzunluğu, ölüm oranlarının düşük olması gibi birçok özellik daha sıralanabilir.

Tüm bu gelişmenin kaynağında var olan üretim ve hizmet çalışanlarının, sağlık ve güvenlik şartlarının en üst düzeyde tutulması ve bu bilincin oluşumu muhakkak ki gelişim sürecinin önemli bir parçasıdır. Buna istinaden gelişen ve gelişmekte olan tüm ülkelerde iş güvenliği kanunları mevcuttur.

Gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan, ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği kanunu 30.06.2012 tarihinde resmi gazetede yayınlanmıştır. Kanunun amacı bir zincirleme reaksiyon şeklinde kaynağından sonucuna kadar güvenli ve sağlıklı bir ortam sağlanması üzerine kuruludur. Çalışanın korunması, bununla birlikte çalışanın gerçekleştirdiği üretimin korunması ve son olarak da çalışan ve üretimin oluşturduğu iş yerinin korunması amacına dayalıdır.

6331 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUNUN GETİRDİKLERİ

-Reaktif yaklaşımdan çıkılarak proaktif yaklaşım benimsendi

-İşletmelerin tehlike durumlarına göre sınıflandırılması sağlandı

-İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi ve işyeri hemşiresi hizmeti zorunlu hale getirildi

-İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarına çalışanların katılması sağlandı

– Acil bir durum oluşmadan hazırlıklı olma planlarının oluşturulması sağlandı

-İş kazası ve meslek hastalıklarında etkin kayıtların yapılması sağlandı

-Çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitimlerin verilmesi zorunlu hale getirildi

-Çalışanların bir çok konuda bilinçlendirilmesi sağlandı

-Tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalışanlarda mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu başladı

-İşe başlamadan önce sağlık muayenesi yaptırılması daha etkin olması sağlandı

-İdari yaptırımlar etkinleştirildi

-50 ‘den az çalışanı olan işletmelerde de tespit edilen risk ve tehlikeler risk değerlendirmesi raporu halinde hazırlanması sağlandı

– Memur işçi ayrımı yerine çalışan tanımı oluştu

-Kamu ve özel sektör ayrımı ortadan kalktı

Toplumsal bir anlayış haline gelmiş olan, olayın gerçekleşmesi sonrası tedbir ve önlem alınması tüm bu alanda reaktif bir anlayışın benimsenmesine neden olmuştur. İş sağlığı ve güvenliği kanunu ile birlikte, durum ve olayların gerçekleşmeden önce, önleyici tedbirlerin alınması yani proaktif yaklaşım oluşturulmaya çalışılmasına başlanmıştır. Kanunla birlikte yayınlanan ilgili yönetmeliklerde proaktif yaklaşımın birer kanıtı niteliğinde taraflara çeşitli şartlar ve yaptırımlar öne sürmektedir.

Çalışan ;

Verilen eğitimler doğrultusunda, güvenlik ve sağlık ile ilgili olan tüm talimatlara uymakla yükümlüdür. Bu alanda belirlenen bölüm dışında herhangi bir işe müdahale etmemeli, sağlık ve güvenlik şartlarını oluşturan iş yeri düzenini bozan hareketlerde bulunmamalıdır. Tüm çalışanlara bu durumlar, yazılı bir talimatla birlikte tebliğ edilmelidir.

İşveren/ vekili;

Çalışma ortamında her türlü sağlık ve güvenlik şartlarını yerine getirmeli. Bu kapsamda iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi, diğer sağlık personeli hizmeti almalı. İş yerinde var olan tehlike kaynaklarının bertarafı konusunda çalışmalar yapmalı ve yaptırtmalıdır. İşletmede bulunan teknik kontrollerin yapılmasını ve sağlık kontrollerinin gerçekleştirmesini sağlamalıdır.

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ NEDEN ÖNEMLİDİR?

İş sağlığı ve güvenliği istatistiksel verilerle ne kadar çarpıcı sonuçlar doğurduğu anlaşılmaktadır.

     Dünya’da her gün    Türkiye ‘de her gün
-1 milyon iş kazası gerçekleşiyor

-4932 çalışan meslek hastalığına yakalanıyor

-1096 çalışan iş kazası nedeniyle ölüyor

-172 iş kazası gerçekleşiyor

-5 kişi iş kazası nedeniyle ölüyor

-6 kişi sürekli iş göremez hale geliyor

Bu kayıpların maddi değeri ülkelerin GSYİH ‘nin   %3-5 ’i arasında değişmektedir. Bu kayıp Türkiye’ de TUİK verilerine göre 2010 yılında 44 milyar TL’ dir.

Tablo 1: Dünya da ve ülkemizde iş kazalarının karşılaştırılması

Sayısal verilerde de anlaşıldığı üzere kanunun; iş güvenliği noktasında olduğu kadar, iş sağlığı noktasında da büyük önem arz ettiği görülmektedir.

İş sağlığı noktasında daha etkin bir gözlem yolu izlenmelidir. İş kazalarının ve meslek hastalıklarının sebeplerinin büyük bir kısmını çalışma ortamı kaplarken bunun dışında farklı sebeplerde yer alabilmektedir. Çalışanın sosyokültürel yapısı, aile yapısı, yaptığı ek işler gibi birçok unsur asıl işinde kaza ve/veya hastalıkların sebebi olabilmektedir. Bu nedenle her noktada sorgulama, inceleme ve gözlem önemlidir.

İşe giriş ve devamında gerçekleştirilen sağlık muayene ve kontrollerinin önemi çalışan ve işveren tarafından büyük önem arz etmektedir. Olası bir kaza ve meslek hastalığı sonucunda birer kanıt niteliğinde verilerdir. Aynı şekilde oluşabilme ihtimalinin de fark edilebilme olasılığını artırır. Bu sebepledir ki çalışma ortamına uygun tetkik ve uygun periyotlarla kontroller düzenli olarak gerçekleştirilmelidir.

İş güvenliği kısmında bir ekip çalışma ortamı sağlanması şarttır. Proaktif yaklaşımı benimseyerek oluşabilecek tüm tehlikelere karşı çalışan- iş güvenliği uzmanı-işveren-işyeri hekimi bir takım olarak gördükleri ve görebildikleri tüm tehlike kaynaklarını paylaşarak gerekli önlemlerin alınması sağlanmalıdır. Keza tüm işletmelerde bulunması gerekli olan evraklar listesinin başında yer alan risk değerlendirme raporunun da bu şekilde yapılması esastır.

İş sağlığı ve güvenliği gözlem, mevzuat bilgisi ve teknik bilgi birikiminin bir harmanıdır. Tek bir unsurun eksikliği birçok durum ve olayın sebebini oluşturur. Gözlem yoluyla işletme tanınmalı, her bir malzeme, makine ve ekipmanın kullanımına şahit olunmalı, çalışanların bu alanlardaki eylemleri gözlenmeli, bulundukları ortamlar incelenmelidir. Mevzuat şartlarıyla birleştirilerek yaptırımlar sağlanmalıdır.

Her bir uyarı ve yasaklama yaşanmışlıklarla oluşmuştur, bu bilinci çalışanlara yerleştirmek önemli bir diğer noktadır.

Güvenli ve Sağlıklı Çalışma Ortamları İçin;

-Çalışanlara eğitimler verilmeli, zorunlu eğitimler dışında işletme özelliğine göre farklı eğitimler düzenlenmeli

-Çalışma ortamlarının ölçüm ve analizleri yaptırılmalı

-Makine ve ekipmanların teknik kontrolleri yaptırılmalı,

-Uygun KKD (kişisel koruyucu donanım) kullanımı sağlanmalı

-KKD ve makine seçiminde CE belgesi şartı aranmalı

-Gerekli tüm personele mesleki yeterlilik belgesi aldırtılmalı

-Risk değerlendirme raporu etkin çalışmalarla ekip halinde hazırlanmalı

-İşe giriş devamında çalışanlara periyodik olarak sağlık muayeneleri tekrarları yaptırtılmalı

-Acil durum eylem planı etkin bir şekilde hazırlanmalı

-Acil durum ekiplerinde yer alan personele eğitimlerin aldırılması sağlanmalı (ilkyardım, tahliye, söndürme)

-Alt işveren ilişkilerinde üst işverenin sorumluluğunun yok olmadığı bilinciyle gerekli tedbirler alınması sağlatılmalı

-İşyerinde tüm personelin katılımıyla tatbikatlar yapılmalıdır.

Tüm bu çalışmalar, istatistiksel veriler, kanun ve yönetmelikler, eğitimler, proaktif yaklaşımın benimsenmesi konusundaki çabalar hepsi işletmelerde oluşan tehlike ve risklerin %80-90 lık bir kısmının önlenebilir olmasından kaynaklanmaktadır. Teknik küçük bir noksanlık kimi zaman birçok insanın hayatına ve birçok işletmenin ayakta duramamasına sebep olur.

Bir noktada İş sağlığı ve güvenliği ortak menfaatleri sağlar. Çalışan için güvenli bir çalışma ortamı, işveren için prestij ve kaliteli üretim

Melis BALTACIOĞLU
İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı – Bir OSGB